Etmenin
genel özellikleri :
Rhizoctonia solani Kühn. (Eşeyli
devresi :Thaatephorus cucumeris [FR] Donk) toprak kökenli, geniş
bir konukçu listesine sahip fungal bir hastalık etmendir. Fungal etmenin
sinonimleri Pellicularia filamentosa ve Corticium solani'
dir. Fungus bitki materyali içinde ya da sklerot (dayanıklı üreme organı)
olarak toprakta uzun süre canlı kalabilir. Bitki tohumları bulaşık topraklara
dikildiğinde, fungus çimlenen tohumların kotiledon yapraklarına saldırabilir
ve nemli koşullarda fideler tamamen çürür ve ölürler, sağ kalan bitkiler
ise kök ya da kök boğazı çürümesi hastalığına neden olur. Ayrıca fidelerin
yan yatması ile de hastalık etmeni çökerten olarak adlandırılır, bunun
yanında bir çok farklı bitkide farklı isimler ile de anılmaktadır, bunlar;
gövde ve stolon kanseri, yumru kararması, siyah bacak gibi isimlendirilir.
Hastalık etmeni hastalanmış bitkilerde misel ya da sklerot (dayanıklı
üreme organı) olarak veya bulaşık toprakların
taransferi ile yeni alanlara taşınır. Bir çok Rhizoctonia hastalığı
misel veya sklerotları ile bulaşmayı gerçekleştirmesine rağmen, fasulye,
şekerpancarı ve tütün bitkilerinde hastalık basidiospor olarak adlandırılan
eşeyli sporları ile infeksiyonları gerçekleştirir. Ayrıca bu sporlar
sayesinde hızla uzun mesafelere taşınması mümkün olmaktadır. Özellikle
hava neminin yüksek olduğu bölgelerde bu sporlar hastalık etmeninin
yayılmasında önemli olabilir. Rhizoctonia hastalığının bir çok
ırkı ya da biyotipleri bulunup, bunlar anastomosis grublar olarak adlandırılır
ve bir çok konukçuda hastalık yapmaktadır. Örneğin patatesde hastalık
yapan ırkının AG-3 olduğu bildirilmiştir. Hastalık etmeninin konukçuları;
patates, domates, fasulye, kabakgil bitkileri (hıyar, karpuz, kabak
ve kavun gibi), şekerpancarı, yerfıstığı, yonca, patlıcan, mısır, çilek
dir. Fungus toprak ve tohum kökenli bir patojendir. Fungus toprakta
paraçalanan bitki dokularında misel olarak da canlı kalabilir. Örneğin
patates yumrularında misel ya da sclerot (dayanıklı üreme organ) olarakda
uzun süre canlı kalbilir. Hastalık etmeninin populasyonu konukçu bitkilerin
yokluğunda önemli bir azalma gösterir ve hastalık etmeni toprak tipi,
rotasyonlu ürün ve topraktaki organik maddelerin miktarından da önemli
ölçüde etkilenir. Hastalık gelişmesi için uygun koşullar serin ve nemli
topraklardır. Hastalık gelişimi için ise optimal sıcaklık 18 °C
dir.
Belirtileri:
R. solani asıl olarak bitkilerin tohum, hipokotil ve kök gibi
toprak altı aksamlarına saldırır, fakat bazı durumlarda toprak üstü
aksamlarına da saldırdığı görülmüştür. Hastalığın en çarpıcı belirtisi
tohumların çimlenmesini takiben toprak üstüne çıkmadan ya da çıktıktan
sonra ölmesi ya da fidelein yan devrilmesidirki bu hastalık belirtisi
çökerten olarak adlandırılır. Fungus tarafından ölmeyen infekteli bitkiler
gövde ve kökleri üzerinde kırmızı-kahverengi lekelerin olduğu kanserlere
sahiptir. Toprak altı infeksiyonlara ilave olarak, fungus toprak yüzeyine
yakın yaprak ve meyveleri de infekte edebilir.
Fasulye: Çimlenen tohumlar ve fideler pathojen tarafından istila
edilir. Çöküntü olan kırmızı-kahverengi lekeler bitkiyi öldürecek şekilde
genişleyebilir. Bu kökler normal gelişme göstermez ve bitkilerin bodurlaşmasına
ve zayıf gelişmesine neden olur. Kök boğazı alanlarında kalınlaşma kallus
(organize olmamış huücre dokusu) oluşumu da ortaya çıkabilir. Bu şekilde
meydana gelen aşırı kök ölümü bitkilerin zayıflamasına ve verimin azalmasına
neden olur. Hastalık
çok nemli ortamlarda ortaya çıkarsa fideleerin yanmasına neden olarak
ölümlerine sebebiyet verebilir. Ayrıca fasulye yaprakları funggusun
miselleri ile kaplanır, bundan dolayıda ağ hastalığı olarak adlandırılmaktadır.
Patates: Rhizoctonia hastalığının en tanıtıcı görülen
belirtisi, patates yumruları üzerinde siyah bir derinin veya sklerotların
varlığıdır. Bu sklerotlar büyüklük olarak çok küçük, düz ve yüzeysel
siyah lekelerden büyük, kabartı ve düsensiz bir şekildeki lekelere kadar
değişmektedir ve bunlar yumrunun büyük bir bölümünü kaplamaktadır. Ekstrem
koşullarda, bu siyah deri patateslerin pazar değerini etkilerken, tohumluk
olarak ayrılan patateslerde ise yeni inokulum kaynağı oluğundan belkide
daha fazla önem arzetmektedir. Gövde ve stolonlar üzerinde karekteristik
olan belirtiler kahverengi ile siyah renkli ve çökük haldedir. Bu tür
kanser hastalığı, genişlemeye devam eder ve gövde ve stolonların etrafını
sararak onların ölümlerine neden olabilir. Böyle bitkiler genellikle
sağlığına hızla geri kavuşmakta, fakat hastalık bitkiyi zayıf düşürdüğünden
erken yanıklık gibi diğer hastalıklara karşı hassaslaşırlar. Patates
bitkilerinin toprak altı sürgünleri toprağa çıkmadan öldüğü baharda
özellikle şiddetli olarak etkilenebilir. Gelişen sekonder sürgünler
ise daha az canlıdır ve çok daha fazla düzensiz gelişmelere neden olurlar.
Ölmeyen, fakat şiddetli olarak etkilenmiş bitkilerin sürgünleri genellikle
bodur kalırlar ve gelişme sezonu boyuncada böyle kalmaya devam eder.
Erken gelişme sezonlarında ortaya çıkan stolon infeksiyonu yumru oluşumunun
azalması ile sonuçlanır. Orta sezonlarda ortay çıkan enfeksiyonlarda
ise ana gövde üzerinde derin ve çökük leke kanserleri oluşur. Toprak
üstü aksamlarda morlu bir sararma ve yukarı doğru kıvrılmalar görülebilir.
Bu belirtiler bazı virüs hastalıklarının simptomları ile karışabilir.
Rhizoctonia' yı diğerlerinden ayırmanın anahtarı havai yumruların oluşumu
ve toprak altındaki gövdenin üzerinde kahverengi çökük lekelerin varlığıdır.
Marol: Hastalık etmeni marol bitkilerinde de çökerten hastalığına
neden olmaktadır. Fideler toprak yüzeyine çıktıktan hemen önce ya da
sonra ölebilir. İnfekte olmuş fideler çrümüş kökleri ve göde üzerinde
kahverengi leker gösterir. Fideler infekte olduklarında , gövde dokuları
çürür ve bitkiler devrilerek ölürler. marul bitkileri baş tutmaya başlarkende
bitkileri infekte edebilir, böyle bitkilerde çökük lekeler toprak le
temasta olan damarları etkiler. Hastalık ilerlediğinde baş kısımlarınıdaki
yapraklarıda etkiler ve bitkiler sekonder organizmalar ile infeksiyonlara
açık gelir. Sonuçta bitkilerde yumuşak çrüklük görülebilir ve bitkinin
baş kısımlarıda çökebilir.
Mücadelesi:
Kültürel Mücadele:
1.
Hastalık ile bulaşık, özellikle çoğalmada kullanılan yumru ve tohumların
hastalıktan ari olmasına dikkat edilmeli.
2. Hastalığın bulunduğu alanlarda toprak dranajına önem verilmeli
ve tarlada su birikmesine müsade edilmemeli.
3. Bitkiler sık dikilmeden kaçınılmalı ve havalanma iyi olacak
şekilde dikimler yapılmalı.
4. Kompost ve organik gübremeler dikkatli yapılmalı, yoksa hastalık
daha şişdetli bir şekilde ortaya çıkabilir.
5. Hastalıklı bitki artıkları inokulum kaynağı olduğundan yetiştirme
ortamlarından uzaklaştırılmalı veya imha edilmeli.
6. Hastalık etmenine alternatif konukçu (yulaf ve arpa gibi)
bitkiler kullanılarak 2-3 yıl ürün rotasyonu yapılabilir.
7. Hastalık etmeni kumlu topraklarda azalma gösterirken, organik
ve ağır topraklarda daha fazla ortaya çıkar, bundan dolayı üretim alanlarının
toprak yapısına dikkat edilmeli.
8. Bitkileri yaralamaktan kaçınılmalı.
9. Bitkilerin ve yumruların dikimi biraz daha sıcak ve nemin
az olduğu havalara kaydırılabilir.
10.
Hastalık etmeni şekerpancarı ve yonca gibi bitkilerin ekimini takiben
yapılan patates yetiştiriciliği hastalıktan daha fazla etkilenebilir.
11. Patates yumrularından bitkilerin toprak yüzeyine hızla çıkmasını
sağlayacak kültürel önlemler artırılmalı.
Kimyasal
Mücadele:
Zirai
Mücadele Teknik Talimatlarına göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar aşağıdaki
tabloda verilmektedir.